ELEŞTİREL DÜŞÜNME VE ELEŞTİREL OKUMA
ELEŞTİREL OKUMA, ELEŞTİREL DÜŞÜNME
Okurken eleştirel ve seçici olmam gerektiğini düşünürüm. Okuduğum kitabın zihinsel dünyamı geliştirmesini isterim. Bu nedenle seçtiğim kitabın olaylara tek pencereden bakan, yargılarla dolu olmasından hoşlanmam. Bana bir fikri dayatmasını değil, ufkumu açmasını beklerim. Satırlar arasında gezerken kendi yargımı kendim yaparım. Kendi bilgilerimle, başka kitaplarda okuduklarımla zihnimde tartar, yazılanın doğruluğu, geçerliliği hakkında kararı kendim veririm. Yazdığım kitap ve makalelerin de çoklu bakış açılarının olmasına önem veririm. Bu nedenle bir kitap yazmam 6-7 senelik bir süreçtir.
Kesin yargılar taşıyan yazılar ya da kitapların, kişide zihinsel düşünceyi geliştirmeyeceğine inanırım. Kesin hüküm ve yargılarla dolu bir kitap, insanda zihinsel ve eleştirel düşünceyi geliştirmez. Eğitim sistemimizin temeli, çocuklarımızın eleştirel düşünmesini destekleyici nitelikte olmalıdır. Bir başka deyişle; eğitim sistemimizi, öğrenciyi odak alan, tartışmalı ders sistemine çevirmeliyiz. Bu nedenle, tek tük de olsa; öğrenciler arasında paneller düzenlendiğini gördüğümde heyecanlanırım.
Ancak bu tür kültürel etkinliklerin ana amacı; öğrenci gruplarının öne sürdüğü fikri savunma yöntemi, savunurken kendi düşüncelerini ifade şekli, karşı tarafın ileri sürdüğü fikirlere yaklaşımı, bunların üzerine yeni fikirler ekleyerek yeni ufuklar açmak olmalıyken maalesef olayın böyle ele alınmadığına şahit olabiliyoruz. Panel; düşünsel düzeyde gelişen bir tartışmadan çok, kişinin kendini kanıtlamaya, üstünlük sağlamaya çalıştığı bir söz düellosu şeklinde ele alınmamalıdır. Bunun için öncelikle öğrenciye panelin, tartışmanın düşünsel bir etkinlik olduğunu öğretmektir. Düşünsel ekinlikte yenme-yenilme yoktur. Aşamalar vardır. Önemli olan kişinin kendini kanıtlaması değil, düşüncenin açığa çıkmasıdır. Fikir, fikri geliştirir.